CEM KEÇE: "VAJİNİSMUS ÖNCE DÜŞÜNCELERDE BAŞLAR!”
“Vajinanın kasılması” anlamına gelen vajinismus; kadının, vajinasının kasılıp cinsel ilişkiye girememesi olarak biliniyor. Bu nedenle de çoğunlukla ve yanlış olarak bunun bir vajinal sorun olduğu düşünülüyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) verilerine göre ülkemizde cinsel tedavi merkezlerine başvuran her on çiftten birinin sorunu vajinismus... Vajinismusun vajinadan kaynaklandığı düşünüldüğü için birçok kadın kendini eksik hissediyor ve tedavi olmaktan çekiniyor. CİSED cinsel terapistlerine göre vajinismusun doğru tanımlanması, tedaviye başvuracak çiftlerin sayısında artış sağlayacak gibi görünüyor. Bu da vajinismus sebebiyle boşanmaların azalmasını ya da sorunlu devam eden evliliklerin sağlıklı sürdürülmesini sağlayacak... CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, vajinismusun düşüncede başladığını ve vajinada devam ettiğini vurguluyor ve vajinismusu şöyle anlatıyor: “Vajinismus;cinsel birleşmeye dair korku veya kaygıları olan kadının, cinsel birleşmeden bir çeşit korunma (savunma) mekanizmasıdır. Vajinismus; kadının, tüm isteğine rağmen, vajina ile penis birlikteliğini engellemek için bilinçsiz şekilde vajinasında ve tüm vücudunda geliştirdiği istemsiz bir kasılma ve cinsel ilişkiyi reddetme durumudur. Vajina ile penis birlikteliğini engellemeyi istemesi de bilinçli değildir. Vajinismus cinsel birleşme isteğine rağmen, korku ve kaygılar yüzünden oluşur.”
VAJİNİSMUS, BEYNİN VAJİNAYA VERDİĞİ “KASIL” KOMUTUDUR...
Vajinismus tanımı yerine "beyinismus" tanımının daha doğru olacağını savunan Keçe; vajinadaki kasılmalar nedeniyle kadının cinsel ilişkiye giremediğini söylüyor ve bu kasılmaların vajinadan değil, kadının cinsel birleşmeye dair korku ve kaygılarından kaynaklandığını özellikle belirtiyor. Vajinanın, beynin emri altında olduğunu ve bu kadınların vajina yapısını tam olarak bilmediklerini söyleyen Keçe; şu açıklamaları yapıyor: “Vajinismus sorunu olan kadının vajina yapısı ya da vajinasında meydana gelen kasılmalar gerçekte cinsel birleşmeye engel olamaz. Kadının vajinası; doğum sırasında bir bebeğin kafasının geçebileceği kadar esneyebilir ve penisin girişini engelleyecek kadar kasılamaz. Kadın sevişince uyarılır, uyarılınca vajinası hem genişler hem uzar hem esner. Bu gerçeğe rağmen kadın vajinasının sımsıkı kapandığını, asla esnemeyeceğini, vajinasının içinde aşılmaz bir duvar olduğunu, penisin kesinlikle vajinasına giremeyeceğini zanneder. Böyle zannettiği için cinsel birleşmeden korkar.”
VAJİNİSMUS ÖNCE DÜŞÜNCELERDE BAŞLAR!
Vajinismusun önce düşüncelerde başladığına değinen Keçe düşüncelerin, duygulara; duyguların, fiziksel değişikliklere; fiziksel değişikliklerin de davranışlara yön verdiğini belirtiyor ve vajinismusun düşünceden davranışa nasıl geliştiğini şu şekilde anlatıyor: “Kadın kendi vajinasının, cinsel birleşmede bulunabilen kadınlarınkinden farklı olduğunu zanneder. Kendi vajinasında bir bozukluk olduğunu düşünür. Bu nedenle vajinasına penis girecek olsa vajina girişinde bulunan kızlık zarının delineceğini, hatta patlayabileceğini, ilk ilişkide canının çok yanacağını, şiddetli bir acı hissedeceğini, kızlık zarı nedeniyle de çok fazla kanama olacağını düşünür. Bu düşünceler kadında büyük korku, endişe, kaygı, suçluluk ve günahkârlık duygularına neden olur. Bu duygular kadının bedenine etki eder. Yüksek miktarda adrenalin salgılanır ve kadın panik atak benzeri belirtiler gösterir. Kasılır, donup kalır, nefesi hızlanır. Artık bu fiziki değişiklikleri kontrol edemez duruma gelir ve bu panik durumu kadını bir takım davranışlara iter. Kadın eşini iter, bacaklarını sımsıkı kapatır, ağlayabilir, yataktan kaçabilir. Sonuçta düşüncede başlayan vajinismus; kadını, seksi reddetme davranışına götürür.”
VAJİNİSMUSUN YAYGIN VE YANLIŞ SÖZDE TEDAVİLERİ…
“Vajinismus korku ve kaygıların görünen yüzüdür, vajina beynin emir eridir” diyen Keçe, vajinismusa rağmen vajinanın penisi her halükarda içine alabileceğini belirtiyor. Bu nedenle vajina-penis birlikteliğini sağlamakla vajinismusun tedavi edilmediğini ve vajina üzerinden yürütülen tedavilerden sonra vajinismusun şekil değiştirdiğini açıklıyor. İncecik, esnek, etkisiz, doğuştan ortası delik olan kızlık zarının ameliyatla alınmasının vajinismusa hiçbir etkisi olmuyor. Kadın genel anestezi altında şuursuz yatarken kocasının kendisiyle cinsel birleşmesi, vajinismusa hiç etki etmediği gibi erkeğin kendini sapık gibi hissetmesine, eşinin hakkına tecavüz ettiğini düşünmesine de neden olabiliyor. Zaten çok güçsüz olan vajina kaslarına botoks uygulanması, vajina-penis birlikteliğinin gerçekleşmesini sağlasa da vajinismusa hiç etki etmiyor. Kadın tüm korku ve kaygılarına rağmen vajinası ile sadece eşine hizmet etmiş oluyor. Muayenehanede doktor gözetiminde gerdeğe girme yöntemi ise çiftte büyük bir travma yaratıyor. Doktorun gözü önünde, bazen el ile müdahalesi eşliğinde gerçekleştirilen cinsel birleşme vajinismusu tedavi etmediği gibi başka sorunlara da neden oluyor. Keçe, bu yöntemlere dair şunları söylüyor: “Sözde tedavi yöntemleri vajinismusu gerçekte tedavi edemez, çünkü problem vajinada değildir. Vajina her hâlükârda penisi içine alabilir. Bu yöntemler seksten korkan kadının kocasına karşı nefret, öfke, isteksizlik duymasına da neden olur. Kadında cinsel isteksizlik, boşalma ve orgazm sorunları gibi başka cinsel işlev sorunları ortaya çıkar.”
VAJİNİSMUSUN TEK, GERÇEK VE YÜZDE 100 BAŞARILI TEDAVİSİ CİNSEL TERAPİDİR!
“Her ne kadar ‘vajina’ kelimesinden türese de vajinismusta vajina masumdur ve sağlıklıdır” diyen Keçe, vajinanın bir kez olsun penisi içine almasına yönelik sözde tedavi yöntemlerini çok yanlış buluyor. Vajinismus korku ve kaygılardan kalma bir iz olduğu ve düşüncede başladığı için tedavinin de bu korku ve kaygıların keşfi ile mümkün olduğunu açıklıyor. Keçe, son olarak şunları söylüyor: “Cinsel ilişki, vajina-penis birlikteliğinden ibaret değildir. Cinsel ilişki iki tarafın da faydasına olan, iki tarafa da zevk veren, iki tarafı da mutlu eden bir eylemdir. Aşk ve sevgiyle bedenleri birbirine bir armağan gibi sunma eylemidir. Önemli olan; kadının vajinasına penisi alabilmesi değildir, kadının o cinsel ilişkiden hak ettiği zevki alabilmesidir. Vajinismus ıstırap veren ve utanç dolu olan yöntemlerle tedavi edilemez. Vajinismus tedavisi ‘zevke giden bir yol’dur, ‘zevk yolu’dur. Cinselliğe dair düşünceler değiştirildikten sonra duygular ve fiziksel değişimler de değişir. Sonrasında vajina zaten kendini penise açar, hem de zevk ile. Unutulmamalıdır ki vajina masumdur ve vajinismus cinsel terapi ile yüzde 100 tedavi edilmektedir.”