Türkiye'nin en örgütlü cinsel sağlık derneği olan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED)'in kuruluş amacı “Huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısı için…”sloganıyla değerli halkımıza yardımcı olmak ve başta medyamız olmak üzere kamuoyunu doğru yönlendirmektir. CİSED, cinsellikle ilgili kafalara takılan sorulara bilimsel yanıtlar vermek için azami çaba göstermiş, insani açıdan önemli bir yere sahip olan cinselliğin doğru bir şekilde algılanması için yıllardır yoğun faaliyetler yürütmüş ve kamuoyunun takdirini kazanmıştır. CİSED yıllardır süren bu çalışmalarıyla cinsel sağlık bilimi alanında REFERANS SİVİL TOPLUM KURULUŞU olmuştur. Bu nedenle derneğimize hem değerli halkımızdan hem de sayın medya mensuplarından gelen, “Hipnoz uygulanan vajinismuslu bir kadına muayenehanede ZORLA TECAVÜZ edilebilir mi?” sorusuna yanıt vermek ve bu konuda kamuoyunu aydınlatmak istedik.
HİPNOZ, HİPNOTİST VE SUJE NEDİR?
“Hipnoz” terimi “hipnotist” denen bir kişiyle “süje” denen diğer kişi arasındaki bir etkileşimi açıklamaktadır. Bu etkileşimde hipnotist süjenin algı, düşünce, duygu ve davranışlarını etkilemeye çalışır. Bu hedeflenen etkiyi yaratmak için ondan bazı fikirlere, hayallere odaklanmasını ister. Bu amaçla hipnotistin kullandığı sözlere “telkin” denir.
HİPNOZ ALTINDAYKEN KİŞİ İRADESİYLE KENDİNİ KORUYABİLİR…
Hipnoz bir iletişim işlemidir. Hipnotist denen kişi süje denilen diğer kişiye sözlü olarak bazı telkinlerde bulunur. Bu telkinlerin temel amacı süjenin hayal, anı, algı ve eylem dünyasında bazı değişiklikler sağlamaktır. Bu değişikliğin sağlanması için kişinin bilinçli durumunda telkine daha açık bir zihinsel durum yaratılması amaçlanır. Her ne kadar başarılı bir hipnoz seansında bu değişiklikler sağlansa da BU GÜNE KADAR YAPILAN BİRÇOK ÇALIŞMA SÜJENİN İRADESİNİN KAYBETMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞINI GÖSTERMİŞTİR. Yani bir süjeye ne kadar derin hipnoz yaratılmış olunursa olunsun, süje ne kadar telkine yatkın olursa olsun bazı değer yargılarını yok sayacak ya da kendisine zarar verecek ya da suç işletecek telkinleri kabul ettirmek ve eyleme döndürmek mümkün olmamaktadır. Aynı şekilde HİPNOZ ALTINDAKİ BİR KADINA ZORLA TECAVÜZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. Çünkü HİPNOTİK İŞLEMİN HER AŞAMASINDA KİŞİNİN BİLİNCİ “GÖZLEMCİ” DURUMUNDA VE “SEANSI KONTROL EDER” BİR POZİSYONDADIR. Buna “hipnotik dissosiasyon” diyoruz. HİPNOTİSTİN HER İSTEDİĞİNİ SÜJEYE YAPTIRABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. Süjenin zihni ancak kendi yararına, kendi menfaatine onay verdiği telkinleri işleme koymaktadır.
HİPNOZ SIRASINDA NELER OLUR?
Hipnoz seansı genellikle “hipnoz indüksiyonu” denen bir işlemle başlar. Birçok hipnotist gevşemenin gerekli olmadığına inansa da çoğu indüksiyon işleminde GEVŞEME İLE İLGİLİ TELKİNLERbulunur. Kişinin gevşedikçe kendi düşünce, duygu ve davranışlarına odaklanmasının arttığına inanılır. Bu nedenle bedendeki kasların gevşetmesi istenir, nefesine odaklanırken gevşemesi istenir, gevşetici ve hoş hayaller oluşturması istenir. Bu gevşeme telkinlerinin ardından “ideomotor ve ideosensory” denen yanıtların oluşması için telkinler verilir. Bunların arasında en popüler olanları göz kapaklarının ağırlaşması ve kol kaldırma telkinleridir. Bu işlemlerden biri ya da bir kaçı bir arada kullanılır. Bunların arka arkaya kullanılması işlemine “derinleştirme”denir. Tüm bu işlemlerin amacı süjenin farklı bir zihinsel duruma geçmesini sağlamaktır. Bu farklı zihinsel duruma “hipnotik trans hali” denir. Bu trans halinde süjenin “hiper suggestible”yani telkinlere karşı hassas hale geldiğini, verilen telkinleri otomatik olarak kolaylıkla kabul ettiği kabul edilir. Bu indüksiyon ve derinleştirme aşamasından sonra hipnotist o seansın amacına uygun olarak telkinler vermeye başlar. Genellikle hipnoz işlemi araştırma, terapi ya da tedavi amacıyla uygulanabilir. Öncelikle süjenin verilen telkinlerle bir takım değişiklikler oluşturması istenir. Bu oluşan değişikliklere “fenomen” denir. Eğer amaçlanan fenomen bir hareket ise telkinlere “ideomotor telkinler” denir. Bu tip telkinlerde amaç bir parmağın ya da kolun hareket etmesidir. Eğer aynı anda kolda bir hafiflik hissetmesi de istenirse o zaman “ideosensory” telkinden bahsedilir. Kişinin hissi algılarında değişiklik oluşmasını isteyen telkinler arasında soğukluk, uyuşma, ılıklık ya da ağırlık hisleri sayılabilir.
HİPNOZ ALTTINDAYKEN REDDETME ÖZGÜRLÜĞÜ VARDIR…
HİPNOZDAKİ BİR KİŞİ KENDİSİNE “UYMAYAN” TELKİNLERİ AÇIK YA DA GİZLİ OLARAK “REDDETME” ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİPTİR. Her ne kadar süje “beni kontrol et” hali içinde görünse de hipnotist kişinin kontrolünün kendi gücünde olmadığını bilir. Hipnotistin görevi telkinleri süjenin yararlanacağı çerçeve içinde yapılandırmak ve sunmakla sınırlıdır. Verilen telkin, süjenin bilinçaltı tarafından kabul edileceği büyük bir beklentiden öteye gidemez. Çok iyi yapılandırılmış ve ikna edici gibi görünen telkinlerin bile kabul edileceğinin garantisi yoktur. Sujenin ihtiyaçlarına uyan telkinlerin verilmesi kabul edilme ihtimalini arttırır. SEANSIN HERHANGİ BİR DÖNEMİNDE HİPNOZDAKİ HERHANGİ BİR SÜJE YAŞADIĞI DENEYİMİ HAFİFLETME, DERİNLEŞTİRME, SÜRDÜRME YA DA SONA ERDİRME GÜCÜNE SAHİPTİR. Yani HİPNOZDA VERİLEN BİR KARARIN HİPNOZ HALİ OLMAKSIZIN VERİLEN BİR KARARDAN FARKI YOKTUR. Her iki durumda da SÜJE KENDİ ÇIKARINA EN UYGUN SEÇİMLERİ YAPACAKTIR.
VAJİNİSMUS NEDİR?
Vajinismusu, vajinanın girişindeki kasların istemsiz, anlık kasılması olarak tanımlamaktayız. PELVİK TABAN KASLARI ADI VERİLEN AŞK KASLARINDA İSTEMSİZ KASILMALAR CİNSEL BİRLEŞMENİN ACILI VEYA “İMKÂNSIZ” OLARAK ALGILANMASINA YOL AÇAR. Bu istem dışı vajina refleksi, cinsel ilişki esnasında, tamponla, doktor muayenesi ve kendi parmağı ile bile olabilir. OLUŞAN KASILMA, VAJİNA GİRİŞİNİ KAPATARAK CİNSEL İLİŞKİYİ İMKÂNSIZ HALE GETİRİR. Bu nedenle VAJİNİSMUSLU BİR KADINA İSTER HİPNOZ ALTINDAYKEN İSTER HİPNOZ ALTINDA DEĞİLKEN “ZORLA TECAVÜZ ETMEK” MÜMKÜN DEĞİLDİR, İMKÂNSIZDIR. Çünkü hipnoz, bir kişide farkındalık durumu yaratarak bilinçaltı düşüncelerine erişmeye çalışan bir tekniktir. “Hipnoterapi” ise hipnoz sırasında kişiye yapılan tedavi yöntemine verilen isimdir. Vajinismus gibi pek çok rahatsızlıkta hipnoterapi uygulanabilmektedir. Pek çok kişi tarafından gizemli ve ürkütücü gibi görülse de HİPNOZ VE HİPNOTERAPİ ASLA KORKULACAK ESRARENGİZ BİR TEDAVİ YÖNTEMİ DEĞİLDİR. BİR SİHİR, BÜYÜ VEYA UYKU DURUMU DEĞİLDİR. Özellikle VAJİNİSMUS GİBİ CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA CİNSEL TEDAVİLERE EKLENDİĞİNDE TEDAVİ SÜRECİNİ KOLAYLAŞTIRICI VE HIZLANDIRICI BİR YÖNTEMDİR. Ancak vajinismuslu kadını iyileştiren hipnoza girmiş olması değil, hipnozla birlikte cinsel tedavi almış olmasıdır.
JİNEKOLOGLAR HASTALARINA GİRİŞİMSEL MÜDAHALELERDE BULUNABİLİRLER…
Kadın sağlığı ve hastalıklarını inceleyen ve tedavi eden hekimlere “jinekolog” deniliyor. Hekimlerin yardımcı oldukları kişilere “hasta” adı veriliyor ve hekimler önce muayene ederek, ilaç vererek veya girişimsel müdahaleler yaparak “tedavi” yapıyorlar. Cinsel terapistlerden farklı olarak jinekologlar hastalarına dokunabilirler, girişimsel müdahalelerde bulunabilirler. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve yönetmeliklerine göre, sonuç odaklı tedavi benimseyen jinekologların hastalarına müdahale etme ve girişimsel müdahalelerde bulunma hakları vardır. Seks yapma korkusu olarak bilinen vajinismus bazen bir cinsel işlev bozukluğu, bir sorun olmaktan çok fazla şey ifade edebilir, psikolojik birçok sorunun eşlik ettiği karmaşık bir ruhsal rahatsızlık olabilir. Bu nedenle vajinismusun birçok sebebi ve vajinismuslu kadının ihtiyacına göre değişen tedavi seçenekleri vardır. Temel olarak iki tedavi yöntemi vardır. Bunlar girişimsel ve girişimsel olmayan olarak sıralanabilir. Multidisipliner olarak çalışılan yataklı bir cinsel işlev bozuklukları kliniği söz konusu değilse, girişimsel müdahalede bulunma hakkı ülkemizde sadece hekimler ve özellikle jinekologlara aittir. Bu nedenle “parmak ve dilatatör uygulamaları” gibi girişimsel müdahaleleri içeren bir vajinismus tedavisini, cinsel işlev bozuklukları konusunda tecrübeli, psikoloji ve psikolojik danışma becerileri olan bir hekim uygulayabilir.
TRAVMAYA MARUZ KALMIŞ VAJİNİSMUS VAKALARINDA DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR!
Çocukluğunda veya gençliğinde ruhsal veya bedensel travmalara maruz kalmış vajinismus vakalarında çok daha dikkatli olmak gerekiyor. Jinekologlar vajinismus sorunu olan bir kadını, gerektiğinde eşi olmadan, girişimsel müdahaleler içeren bir tedaviye alabilirler. Ancak sağlıklı bir anne-kız ilişkisinin kurulamadığı, taciz veya tecavüz gibi travmatik yaşantıların olduğu bir çocukluğa ve ergenliğe bağlı gelişen vajinismus olgularının tedavisi çok zor olabileceğinden, özel bir uzmanlık gerektirebilmektedir. Böyle bir tedavi, bazen girişimsel parmak ve dilatatör egzersizlerini kapsayabilir ve bu prosedürü uygulayacak olan hekimin psikolojik danışma ve cinsel terapi yapma becerisinin yanı sıra iyi bir jinekoloji ve psikiyatri bilgisine sahip olması gerekebilir. Sonuç olarak; travmatik geçmişi olan vajinismuslu kadının cinsel davranışlarındaki ciddi saldırgan ve kendine zarar verici eğilimlerin baskınlığı, gerçeklikle bağının geçici olarak kopmasına neden olabilir. Bunun sonucunda,VAJİNİSMUSLU KADIN BİLİNÇDIŞININ ZORLAMASIYLA ORTAYA ÇIKAN İSTEMSİZ FANTEZİLERİNE GERÇEKMİŞ GİBİ İNANMAYA BAŞLAYABİLİR. Çünkü vajinismuslu kadın tetiklendiğinde, yani bugünün dünyasında bir şey meydana geldiğinde, bir şekilde geçmişteki yoğun travmatik olayı tekrar yaşayabilir. “Tetikleyici unsur” bir duygu, düşünce, temas, anı resmi, koku, vücut duyusu, fiziksel çevrede gerçekleşen bir olay veya başka bir kişinin davranışı olabilir. Vajinismuslu kadın için tetikleyici, hekimin yaptığı “girişimsel parmak ve dilatatör girişleri”olabilir. Bu durumda vajinismuslu kadın, geçmişte yaşadığı travmayı, görsel ve hissel olarak tüm duyu organlarıyla, duygusal bağlamda, “gerçekmiş gibi” tekrar yaşamaya başlayabilir. Duyguları, duyuları, hiç hoş olmayan şekilde yeniden yaşama ve “aynı deneyimden yeniden geçme” ve flash-back’ler, ilk olarak asıl travma esnasında gerçekleşen görsel görüntüleri tekrar zihinde canlandırabilir. Vajinismuslu kadın bilişsel olarak travmanın geçmişte yaşanıp bittiğini bilse bile, “Aynı şek tekrar oluyor!” yanılsaması içine girebilir.
Yukarıda saydığımız nedenlerlerden dolayı, kamuoyuna yansıyan ve tartışma yaratan, hipnoz altındaki vajinismuslu kadınlara zorla tecavüz edilebileceğiyle ilgili asılsız haberlerin dikkate alınmamasını kamuoyundan saygıyla rica ederiz.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği
CİSED Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
www.cised.org.tr - 0.312.212 66 26
KAYNAKLAR:
- Vajinismusun Üstesinden Gelmek – Cinsel Terapist Cem KEÇE
- On Adımda Vajinismus Tedavisi - Cinsel Terapist Cem KEÇE & Cinsel Terapist Psk. Serap GÜNGÖR
- Mühürlü Beden - Cinsel Terapist Cem KEÇE & Uz. Dr. Yasemin YILDIZ
- Heap M, Brown RJ, Oakley DA (2004). High hypnotizability. In “The highly hypnotizable person.” Routledge London. Sayfa 3.
- Kihlstrom JF. The domain of hypnosis. In “The Oxford Handbook of Hypnosis. Theory, research and Practice.” Michael R. Nash, Amanada J Barnier. Oxford University Press Oxford University Press 2008.
- Yapko MD. The myths about hypnosis and a dose of reality. In “Trancework: An Introduction to the Practice of Clinical Hypnosis (3rd Edition).” Michael D. Yapko. Brunner Routledge. New York and Hove. 2003.
- Hipnozun Kitabı – Jinekolog & Hipnoterapist Uz. Dr. Bülent URAN
- Gerçeğin Dirilişine Kapı: Hipnoz – Hipnoterapist Uz. Dr. Tahir ÖZAKKAŞ
- Hipnoz – Temel ve Pratik Bilgiler – Mende & Schmierer
- Tıbbi Hipnoz Eğitimi – Hipnotist Ali Eşref Müezzinoğlu
- Hipnoz - Mitolojiden Bilimselliğe – Hipnotist Yurdaer Kılıç
- Silva Zihin Metodu – Hipnotist Jose Silva
- Yabancı Bildiğimiz Dostumuz Hipnoz – Hipnotist Celalettin Uzuner & Hipnotist Senem Uzuner
- Hipnoterapi – Hipnotist Celalettin Uzuner & Hipnotist Senem Uzuner
- Hipnoz – Hipnotist Serkan Kılıç
- Bilinçli Hipnoz - Beş Duyunun Ötesi – Hipnotist Ali Eşref Müezzinoğlu
- Cinsel Terapide Yeni Hipnoz - Daniel L. Araoz