Evliliğinizde bir şeylerin yolunda gitmediğini, çıkmaza girdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Eşinizle ilişkinizi sıradan ve rutin mi buluyorsunuz? İlk günlerinizdeki tutkuyu ve heyecanı yaşayamıyor musunuz? Bu sorulara yanıtınız “Evet” ise, evliliğinizi bakıma alma vaktiniz gelmiş olabilir.
EVLİLİK ARABAYA BENZER...
Evliliklerde bir süre sonra heyecan ve tutku yavaş yavaş sönmeye, eşler arasındaki ilişki rutin bir şekilde yaşanmaya başlar. Böyle olunca da bir süre sonra eşler birbirlerinden sıkılırlar. Günlük hayatın monotonluğu ve iş-ev döngüsüne hapsolan, çoğunlukla evde birkaç saat bir araya gelen çiftler birbirlerine ve ilişkilerine ilk zamanlarda gösterdikleri ilgi ve özeni göstermez olurlar. Günlük hayatın bir parçası haline gelen evliliklerinde şehvet ve aşkın yerini alışkanlıklar alır. Bunun sonucunda da iletişimden cinselliğe kadar hemen her konuda sorunlar kaçınılmaz olarak kendini göstermeye başlar. Bu sorunlar zamanla evliliği yıpratır, hatta sona erdirebilir. Boşanma oranlarının hızla arttığı ülkemizde, pek çok evliliğin aynı riskle karşı karşıya olduğunu belirten, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, çiftlerin monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden evliliklerine yapacakları bakımla ailelerin yıkılmaktan kurtarılabileceğini ifade etti. Evliliği çiftlerin birlikte yol aldıkları bir arabaya benzeten Keçe, arabanın yolda bırakmaması için belli periyodlarla yapılması gereken bakımların evliliklere de yapılması gerektiğinin altını çizdi.
EVLİLİĞE UZUN YOL BAKIMI ŞART...
Son zamanlarda uzun süreli evliliklerin sonucunda aldatma vakalarıyla terapiye gelen çiftlerin sayısının arttığına dikkat çeken Keçe, aldatmanın, evlilik yolculuğundaki bir yol kazası olduğunu ifade etti. Çiftlerin evlilik yolculuğuna ilk çıktıkları zaman duydukları heyecanı, gösterdikleri özeni ve ilgiyi, yolculuğun devamında koruyamamalarının olağan bir durum olduğunu belirten Keçe, tıpkı belli bir yol kat ettikten sonra arabaya yapılacak periyodik bakımlar gibi, belli bir zaman kat ettikten sonra da evliliğin bakıma ihtiyacı olduğunu vurguladı. Evliliğin de araba gibi zaman içinde yıpranmasının doğal bir süreç olduğunu söyleyen Keçe, arabanın kullanım ömrünü uzatmak ve olası yol kazalarını önlemek için yapılan bakımlara gösterilen dikkat ve hassasiyetin, evliliğin ömrünü uzatmak ve evlilik yolculuğundaki yol kazaları olan aldatma sorunu ile karşılaşmamak için de gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Arabanın sorunsuz gitmesi için yapılması gereken bakımlar dışında, keyif ve konfor için müzik sistemi, koltuklar, jantlar gibi aksesuarlarda iyileştirmeler yapıldığını belirten Keçe, evliliğe de heyecan, ilgi ve şehvet katacak değişiklikler yapılmasının önemli ve gerekli olduğunu ifade etti.
TUTKU VE ŞEHVETİ YENİDEN ATEŞLEMEK...
Kadın ve erkek kendini hayatın düz ve sıkıcı yoluna kaptırınca, eskiden bir dakika olsun görmek için yanıp tutuştuğu partnerinin zaman içinde her gün işe giderken yanından geçtiği bir manzara kadar sıradanlaştığını belirten Keçe, öncelikle evlilikteki tutkuyu ve şehveti yeniden alevlendirmek gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Kadının temel ihtiyacı arzu edilmek, erkeğin temel arzusu ihtiyaç duyulmaktır. Ama bu ihtiyaçtan kastım evin bozulan muslukları ya da atılması gereken bir poşet dolusu çöp değil... Şehvetten bahsediyorum. Evliliklerimize şehveti sokmalıyız. Çünkü kadın-erkek ilişkisinin öncelikli ihtiyacı şehvettir ama bize şehvetin kötü, ayıp, yanlış olduğu ve evlilik kurumunun kutsallığına uygun olmadığı öğretilmiştir. Ancak gerçek tam tersidir, çünkü evlilikte şehvet biterse, aşk biter, arzu biter, ilgi biter. Bunların olmadığı bir evlilik ise sadece bir ev arkadaşlığından ibaret olur."
AV-AVCI OYUNU YENİDEN SAHNELENMELİ...
“Ava giderken avlanmak da var, av ve avcı yer de değiştirebilir” diyen Keçe, şunları ekledi: “İşte tam bu noktada aşk oyunları devreye girmeli. Aşk oyunları, aslında bir av ve avcı hikâyesidir, hayal gücüyle sınırlı fantezilerdir. Kadınlar genelde avdır, erkekler ise avcı. Avcıya av tutkusunun hatırlatılması gerekir. Bunun için kadınların kendilerine doğuştan verilen özelliklerini, tıpkı ilk av günündeki tazeliğinde yeniden sahneye koyması şart. Flört döneminizi aklınıza getirin. Kadının av gibi yaklaşıp kaçtığı erkeğin de bir avcı gibi tutkuyla kadını kovaladığı günleri… İşte kadını kadın gibi, erkeği de erkek gibi hissettiren, şehvetin katalizör gibi devreye girdiği rollerdir bunlar... Ve işte bu roller, evliliği rutinden kurtarıp canlandırmak, aşk oyunları oynayarak şehveti yeniden eve çağırmak için yapılacak bakımda kullanılacak en önemli gereçlerdir.”
FLÖRT GÜNLERİNE GERİ DÖNMEK...
Psikoterapist Cem Keçe, evliliğin bakıma alınmasında kadınların erkeklere göre daha fazla seçenekleri olduğunun altını çizerek kadınların dış görünüşlerindeki değişimlerin, saç renginin, stili değiştirilen bir makyajın ya da kıyafetlerdeki bir iki küçük değişimin erkekler tarafından hemen fark edileceğini söyleyen Keçe, “Erkekler görmek ister, kadınlar duymak… Bütün yakın ilişkilerin olmazsa olmaz prensibi budur. Kadınlar dış görünümlerinde istedikleri gibi oynayarak eşinin ilgisini çekebilir. Erkek ise kadınını geri kazanmak istiyorsa ve onun istediği gibi kendisine şehveti hatırlatmasını istiyorsa öncelikle flört günlerindeki nazik ve romantik adama dönmeli... Bunu kendi başlarına başaramayan çiftler ilişkilerindeki tutkuyu ve romantizmi arttırmak için bir evlilik terapistine de başvurabilir. Çünkü evlilik terapisi sadece mutsuz ve çatışmalı çiftlerin başvurduğu bir çalışma değildir, mutlu bir yaşam için evliliğe bakım yapılması ve yeniden eski heyecanların geri getirilebilmesi için de çiftlere yardımcı olur” dedi.