"Aile yaşamı gibisi yoktur. Bir ülkenin yükselmesi ev ve aile sevgisine bağlıdır."
Charles Dickens
Bilgi alış verişinin artışıyla birlikte, muhafazakâr ilişkilerin bile şeffaflaşmaya başladığı günümüzde; her geçen gün boşanmalar adliye koridorlarını daha fazla işgal etmeye başladı. Hatta bu amaçla aile mahkemeleri bile kuruldu. Boşanmayan birçok çift ise yoğun çatışma ve sıkıntı yaşamakta. Çünkü globalleşme ile birlikte toplumsal yapımız atomize oldu, bireycilik arttı. Asırlardır var olan birçok toplumsal değerimiz yok edilmeye çalışıldı. Bunların başında aile yapımız yer aldı. Acıdır, kimse son yıllarda en çok zorlanan kurumlardan biri haline gelen evlilik ve aile kurumuna gereken değeri vermedi. Hızla bir uçuruma doğru gidiyoruz.
Yüksek boşanma oranı nedeniyle her geçen gün gelişen bir alan haline gelen ve bu ihtiyaçtan doğan yeni bir kavram: Evlilik ve Çift Terapisi
Evlilik Nedir?
Kültürel ve aile yaşantısı olarak birbirinden farklı iki insanın, aynı evi, aynı zaman ve mekanı paylaşmaya başladıkları yeni hayat dönemindeki partner ilişkilerine "evlilik" denir. Bugün ki anlamda kurumsal yapısı ilk defa eski Roma’da tarif bulan evlilik dünyanın en eski ve kalıcı kurumlarından olduğu gibi, toplumsal yapımızın da en önemli temel kurumlardan biridir. Evlilik ilişkisinin temelinde karşılıklı sevgi, saygı, güven, bağlılık ve destek duyguları yatar. Bu duyguları paylaşan ama evli olmayan, birlikte yaşayan çiftlerin sorunlarının tedavisini de evlilik danışmanlığı kapsamında değerlendirmek günümüz koşullarında doğru bir yaklaşım olacaktır. Hatta DSM IV’ de yer alan “Partner İlişkileri Sorunu” özetle şöyle tanımlanır: “Bireyde veya aile işleyişinde ya da çiftlerden birinde veya her ikisinde görülen semptomların ortaya çıkışındaki klinik açıdan önemli olan hastalıklar ile bağdaşan eleştiriler gibi olumsuz iletişim, gerçek dışı beklentiler gibi çarpık iletişim veya küsme gibi iletişimsizlik unsurları görülen eşler veya partnerler arasındaki bir iletişim modeli.”
Evlilik danışmanlığı nedir?
İletişim ve etkileşim içinde sağlanan zihinsel ve duygusal öğrenmenin esas olduğu "evlilik danışmanlığı", aslında bir çeşit, üyeleri, evli veya beraber yaşan çift olan psikolojik danışmadır. Ama kapsam, yöntemler, kuramlar ve uygulanan teknikler yönünden evlilik terapisi veya çift terapisine benzer. Ama bu iki kavram birbirinin aynısı değildir ama ayrım yapmak da çok güçtür. Her ikisi de insan davranışlarının temelde yatan nedenlerini, kişilik yapısının gelişimi ve bozulmasıyla ilgilenir. Bu nedenle birbirini tamamlayan psikoloji uygulamalarıdır. Evlilik terapisi tıbbi bir model içinde ele alınır, duygusal içeriği fazladır, daha derin kişilik ve uyum sorunları olan özel bir grupla genellikle hastalarla ilgilenir. Evlilik danışmanlığı ise akıl ve ruh sağlığını koruyucu bir hizmet olup, duygusal içeriği daha azdır, genellikle daha güncel problemleri olan normal insanlarla ilgilenirler.
Terapistin eşlerin kendilerinden çok, eşler arasındaki ilişkiye odaklandığı evlilik danışmanlığında amaç; evlilik içi iletişim, empati ve uyumu artırarak evlilik ilişkisini yeniden düzenlemek, var olan ilişki sorunlarını iyileştirmek ve bu sırada eşlerde görülen davranış bozukluklarını ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla terapist problemi değerlendirir. İfade edilmeyen duygular, evlilik içi iletişim problemleri, empati geliştirmeye yönelik müdahaleler, kişisel ve ailesel farkındalık vb. konularda çift ile terapist çözüm için bir plan yapar. Bu plan çerçevesinde "evliliğimiz neden kötüye gidiyor?" sorusunun yanıtı aranır. Çift var olan problemi, kendi bakış açısından ortaya koyar. Terapist, çiftin açık bir dille ve samimi olarak duygularını ve düşüncelerini ifade ederken birbirlerinin sözünü kesmeden saygı ile dinlemelerine, birbirlerini rahatsız eden veya daha memnun edici buldukları davranışlara odaklanmalarına, karşı tarafı küçük düşürecek davranış kalıpları kullanmamalarına, diğerine karşı incitici davranışlarda bulunmamalarına, diğerinin bakış açısını da görmelerine ve anlamalarına, birbirlerini oldukları gibi kabul etmelerine, evlilik danışmanlığının bir "yakınma senası" olmadığı ve eşin veya partnerin karşı tarafı eleştirme şansı bulması nedeniyle kolayca vazgeçilebilecek bir ortam olmadığı konusunda ortak bir anlaşmaya varmalarına, beklentilerini net olarak ifade etmelerine yardımcı olur. Böylece terapist ve çift birlikte yapılan plan ve ortak amaç etrafında birleşir, ilişkide mutsuzluğa yol açan ve rahatsız eden belirli şeylerin net bir fotoğrafını çeker. Ayrıca terapist, çifti birbirlerine ve ilişkilerine ait algıları, yorumları, beklentileri, varsayımları ve standartları keşfetmeye yönlendirir. Böylece yakınmalara yol açan ve uyumu bozan davranış kalıplarının ortadan kaldırılmasına, denge ve düzen sağlanmasına çalışılır. Çünkü "uyumlu davranış" nesiller boyu devredilen genetik bir alt yapı olarak danışanlarda vardır ve iyi bir terapist ile ortaya çıkacaktır.
Çiftin geçmişinin sistematik bir değerlendirilmesi sonucunda; şikayet ve eleştirilerin, savunmacılık, küçümseme ve kaçınma gibi olumsuz davranışların artmasında, altta yatan nedenin çoğu kez "karşılıklı hoşlanılan aktivitelere daha az zaman ayırma davranışı" olduğu görülür. Ayrıca eşlerden birinin herhangi bir problemi belirtmesinin ardından diğerinin olumsuz bir ifadesinin ve ardından da ilk bireyin olumsuz ifadesinin geldiği bir durum olan "problem kışkırtması olayı" sık görülen bir diğer nedendir. Thibaut ve Kelley tarafından ortaya atılan "Sosyal Değiş-Tokuş Teorisi" görüşüne göre ise; sorunlu ilişkileri bulunan çiftler, olmayanlara oranla, olumsuz ve sıkıntılı davranışları daha fazla, olumlu ve sevindirici davranışları ise daha az değiş-tokuş ederler. Ayrıca mutsuz çiftlerdeki olumsuz davranışların değiş-tokuşu karşılıklı olma eğilimindedir. Seans boyunca terapist, olumsuz değiş-tokuşlara aktif olarak müdahalede bulunarak tartışmaların alevlenmesini engeller.
Evlilik danışmanlığının avantajı, başlayan terapi programında, eşlerden birinin katılmaya isteksiz olduğu durumlarda, evlilik danışmanlığı diğer eşle yürütülebilir. Böylece bir eşle terapist arasında iletişim kanalları açık kalarak evlilik sorunlarının çözümü konusunda çifte müdahalede bulunma imkanımız olur. Ama araştırmalar göstermektedir ki, çiftin birlikte evlilik danışmanlığına devam etmesi, evlilik sorunlarının çözümünde, tek bir partnerin kişisel danışmasına göre daha etkilidir. Evlilik danışmanlığının bir diğer avantajı da, terapistin sadece evde gerçekleşen olayları dinlemek yerine, seanslar sırasında çiftin iletişim ve etkileşimindeki bozuk yapıları gözlemleyebilmesi ve bu bozukluklara müdahale edebilmesidir.
Evlilikler için tehlike çanları ne zaman çalmaya başlar?
Evliliğinizde kıskançlık ve aldatılma vb. şüphelerinizde artış varsa, evliliğinize, kendinize ve eşinize olan güveninizde azalma olduğunu hissediyorsanız, cinsel ve duygusal anlamda eşinizden uzaklaşma hissediyorsanız, cinsel ilişkinizde belirgin bir azalma varsa, sık sık tartışıyor ve tartışmalarınız kavga ile sonuçlanıyorsa, tartışmalarınızda veya kavgalarınızda "boşanma" sözcüğünü daha sık kullanır hale geldiyseniz, ilişkinizde sevgi, saygı, güven ve bağlılık duygularında azalma varsa, evliliğiniz size ve eşinize mutluluk, neşe ve canlılık vermiyor ve hatta tam tersi sizi ve eşinizi sıkıyorsa, eşiniz artık size özen göstermiyor, iltifatlarda bulunmuyor, hediyeler almıyorsa, doğum gününüzü veya evlilik yıldönümünüzü hatırlamıyorsa evliliğiniz için tehlike çanları çalıyor demektir. Sonrasında çatışmalar ve iletişim problemleri arttıkça, eşler taraf olur, ilişkinin olumsuzlukları üzerine odaklanmaya başlarlar. Ama bu sorunları düzeltmek ve değiştirmek elimizdedir. Yaşamın kaçınılmaz bir parçası olan değişimde önemli olan, değişimin istediğiniz yönde olmasıdır.
Cinsel sorunların evlilik sorunlarıyla ilişkisi nedir?
Cinsel sorunlar evlilik sorunlarıyla ilişkilidir. Cinsel problemleri ile başa çıkabilmek için cinsel terapiye başvuran çiftlerin problemleri evlilikte yaşanan çatışmalardan da kaynaklanabilir ve bazen aile içindeki diğer bireylerin fonksiyonlarından da etkilenebilir. Aynı şekilde evlilik yaşamları için yardım isteyen çiftlerin evlilik sorunlarına ek olarak cinsel sorunları da var olabilir. Örneğin eşe karşı duyulan düşmanlık; cinsel etkinlik öncesi baskı ve gerilim yaratılarak, cinsel etkinliği başlatmak için uygunsuz bir zaman seçilerek, fiziksel veya psikolojik açıdan kendini eşine karşı itici göstererek veya eşin cinsel isteğini geçiştirmek için bahaneler bulunarak ifade edilebilir. Görüldüğü gibi cinsel sorunlar evlilik sorunlarının sonucu olabildiği gibi evlilik sorunlarının nedeni de olabilir. Bu nedenle cinsel terapinin yanında terapistin evlilik danışmanlığı konusunda da bilgi ve tecrübe sahibi olması önemlidir. Çünkü erken boşalmanın sürmesinin nedeni ilişkisel sorunlarsa, terapistin onlara odaklanması gerekir. Bazı erkekler için, erken boşalma ilişkideki güç mücadelesinin bir sonucudur. Örneğin, eğer erkek partnerinin ilişkide çok dominant olduğunu ve her şeyi kendi istediği gibi yaptığını düşünüyorsa, kendini ifade edememe konusunda rahatsızlık duyuyor, içten içe buna sinirleniyorsa ve cinsel tatminin partneri için önemli olduğunun farkındaysa, boşalmasını geciktirmek için hiçbir çaba göstermeyecektir. İlişkideki dengesizliğin intikamını bu şekilde alacaktır, hem kendini hemde partnerini bilinçdışı olarak cezalandıracaktır. Vakalarımızdan birinde, kadın erkeğin kendisine sadakati konusunda son derece güvensizdi ve erkeğin kendisini hala çekici bulduğunun bir kanıtı olarak erken boşalmasını cesaretlendiriyordu. Bu vaka aşağıda tartışılmıştır:
Örnek Vaka: Burhan ve Makbule
Burhan ve Makbule, 5 yıldır evli olan 30 yaşlarında bir çiftti. Evliliğin ilk 2 yılında çok yakın bir çifttiler ancak daha sonra ilişkileri değişmeye başladı. Burhan, bir şirkette üst düzey bir yöneticiydi ve işi gereği geç saatlere kadar ve bazen hafta sonları da çalışması gerekiyordu. Evde olduğunda bile, iş yerindeki sorunlarla meşguldü. Öğretmen olan Makbule’nin ise işi kolaydı, yarımgün çalışıyordu ve geri kalan zamanında 14 aylık oğulları ile ilgileniyordu. İstanbul’un dışında kurulmuş uydu bir kentte yaşıyorlardı, evleri merkeze oldukça uzaktı ve bu durum evdeyken Makbule’yi Burhan’ın ilgisine muhtaç bir hale getiriyordu. Melisa, Burhan’ın sevdiği ve başarılı bir işte çalışmasını içten içe kıskanıyordu. Ayrıca Burhan, hafta sonları fırsat bulduğunda erkek arkadaşlarıyla spor yapıyordu ve bu durum Makbule’yi çok kızdırıyordu. Evde çok az vakit geçirdiği için Burhan’ın kendisiyle ilgilenmediğini düşünüyordu. Evliliklerinin ilk yıllarında, haftada ortalama 3 defa cinsel ilişkiye girerlerdi. Son zamanlarda ise, Burhan, çok yorgun olduğunu ileri sürerek cinsel ilişkiye girmek istemiyordu. Makbule, bu nedenle Burhan’ın kendisini aldattığını düşünmeye başlamıştı. Burhan’ın hala kendisini isteyip istemediğini test etmek için cinsel fantezilerle süslenmiş yoğun bir cinsel ilişki talep ediyordu. Bir gece Burhan, sevişme sonrası penisi sertleşmesine rağmen boşalmasına yetecek kadar uyarılmamıştı. Makbule Burhan’ı ofisindeki kızlardan biriyle ilişki yaşamakla suçladı, Burhan, bunu reddetti. Makbule, Burhan’a boşalamadığı için başkasıyla ilişki yaşadığını düşündüğünü söyledi; çünkü boşalmayı eşinin kendisini arzuladığının bir kanıtı olarak görüyordu. Bunun sonucunda Burhan, Makbule onun kendisini aldattığını düşünmesin diye, cinsel ilişkide mümkün olduğunca erken boşalmaya başladı. Zamanla Burhan, Makbule’yi tatmin etmek için hiç çaba sarf etmemeye, işi biran önce bitirmeye başladı. Sonunda yaşanan erken boşalmalar neticesinde cinselliğin sıkıcı olduğundan şikayet etmeye başladıklarında cinsel terapiye başvurdular.
Bu çiftin cinsel terapisine ilişkiye odaklanarak başladık. Seanslardan birinde Miguel de Cervantes’in “hayat bozuk para gibidir, dilediğinizce harcayabilirsiniz, ama sadece bir kez” sözünü hatırlattım ve birbirlerinin duygularını incitmemeleri için zamanı doğru kullanmalarının önemine ve zamanın sessiz bir testere olduğuna dikkat çektim. Partnerlerden her birine diğerinin hissettiklerini anlaması için yardımcı oldum. Bu Makbule’nin Burhan’ın işi nedeniyle ne kadar baskı altında olduğunu anlamasını, Burhan’ın da Makbule’nin ilgi ve ihtiyaçlarının farkında varmasını sağladı. Burhan, Makbule’nin daha destekleyici olmasını arzu ediyordu ancak çoğu zaman evde olmadığından bunun güç olduğunu fark etti, ayrıca cinsel aktiviteler sırasında kendini rahat hissedemediğini, çünkü biran önce boşalması için üzerinde baskı hissettiğini anlattı. “Erken boşalma sorunu yaşayan erkeklerin bazıları sürekli kendilerine, acele et ve bitir, gibi ince mesajlar veren eşlere sahiptir, buda onları hızlı bir şekilde boşalmaları için kamçılar, bu gibi koşullar altında cinsellik yaşayan erkek erken boşalmayı öğrenebilir” bilgisini verdik ve Makbule’nin Burhan’ın kendisine sadakati konusundaki endişelerinin Burhan’ın erken boşalmasını tetiklediğini ifade ettik.
Her iki tarafa da ilişkiyi güçlendirecek bazı önerilerde bulunduk. Makbule, Burhan’la her gün telefonda konuşmaktan çok keyif alacağını ifade etti. Geçmişte Burhan evi aradığında kısa keser ve Makbule’yi pek dinlemezdi. Burhan, uygun olduğunda Makbule’yi her gün en az 2 defa arayacağına söz verdi. Burhan da işten eve geldiğinde Makbule’nin kendisini daha sıcak bir şekilde karşılamasını ve eve geldiğinde yarım saat sessizce dinlenmesini talep etti. Makbule bunu deneyeceğini söyledi. “Evlilikte büyük hedef barıştır, mutluluktur, huzurdur, bu huzur sözlerin kalpten çıkmasıyla mümkündür, çünkü sözler kalpten çıkarsa kalbe kadar ulaşır, ağızdan çıkarsa kulaktan öteye gidemez” dedikten sonra dur-başla tekniğini çifte anlattık ve Burhan’a egzersizlere başlaması için ödev verdik. Burhan, boşalmasını geciktirmeyi sağlayana kadar çifte cinsel ilişkiye girmemelerini de önerdik.
“Bazı erkekler erken boşalma problemini devam eden ilişki problemlerine atfedilebilir, eşine kızgın olan bir erkek onu memnun etmekle ilgilenmeyebilir, çift cinselliği yaşadığı zaman erkek sadece kendi tatminiyle ilgilendiği için erken boşalabilir, bazı vakalarda, kadın gerçekten cinselliği yaşamakla ilgilenmediği için, erkeğin hareketleri üzerinde kontrol sağlaması için bir şans vermek yerine, ilişkinin olabildiğince hızlı sona ermesi için erkeği boşalmak için cesaretlendirerek probleme katkıda bulunur, cinsel ilişki boyunca, çabuk boşalacağını bildiğini göstermek suretiyle erkeği buna teşvik edebilir, kadın gerçekte cinsellikten hoşlanmaz fakat sadece sonuçlanmış olmasını ister, adından, bir tartışma esnasında, kadın erkeğe yeteri kadar uzun sürdürmekteki beceriksizliğini ve asla tatmin edilmediğini hatırlatabilir” bilgisini verdikten sonra Makbule, daha anlayışlı olmaya başladı. 6 seans sonra, çift birlikte daha fazla vakit geçirmeye başladıklarını ifade etti. Burhan, işteyken düzenli olarak Makbule’yi arıyordu ve böylece Makbule, eşinin kendisini özlediğini düşünerek mutlu oluyordu. Makbule de, Burhan eve geldiğinde ona rahat bir ortam sunmaya çalışıyordu. Bunun sonucunda, Burhan eve daha erken gelmeye ve hatta bazı günler evde çalışmaya başladı. Ayrıca çift hafta sonları birlikte tango dersi almaya karar verdiler, böylece birlikte daha fazla vakit geçirebileceklerdi. Düzenli olarak haftada 2 defa cinsel ilişkiye girmek için anlaştılar ve her ikisi de cinselliğin daha zevkli olmaya başladığını ifade etti. “Dünkü güneşle bugünkü çamaşırlar kurutulamaz” mantığı ile Makbule, artık Burhan’ın bir ilişkisi olduğunu düşünmediğini söyledi; Burhan’ın boşalma süresini uzatmasının kendisiyle sevişirken daha fazla zaman geçirmek ve her iki tarafın da tatmin olmasını sağlamak istemesinin bir göstergesi olduğuna inandı ve birlikte sürecin sonunda hem daha kaliteli bir ilişki hem de tatminkar bir cinsellik yaşamaya başladılar.
Evlilik danışmanlığında kullanılan teknikler nelerdir?
Evlilik danışmanlığında; sistematik duyarsızlaştırma, gevşeme eğitimi, atılganlık eğitimi, model gösterme, biçimlendirme, markayla ödüllendirme, taşırma, itici uyarıcılara koşullama, öz-denetim sağlama vb. davranışçı teknikler, olumsuz otomatik düşüncelerin belirlenmesi, imajinasyon tekniği, sorunları listeleme, aşağı doğru ok tekniği, sokratik sorgulama tekniği, akılcı-duygusal rol yapma tekniği, sanki farz et tekniği, inancın avantaj ve dezavantajlarını inceleme tekniği, bilişsel cetvel tekniği, aşırı uçların vurgulanması tekniği, kendini açma tekniği, ev ödevleri, problem çözme tekniği, karar verme tekniği, davranışsal deneyler tekniği, etkinlik planlama ve izleme tekniği, dikkati farklı bir uyarana odaklama tekniği, rol yapma tekniği, pasta tekniği vb. bilişsel teknikler ile eşler arasındaki iletişim ve uzlaşma becerilerinin geliştirilmesi, iletişim eğitiminin verilmesi, çiftin yaşam repertuarlarının genişletilmesi, aktif ya da pasif kızgınlığın giderilmesi, sınır ve sorumlulukların netleştirilmesi, eşlerin beklentilerini açıkça ortaya koyması ve karşılıklı anlayış temelinde uzlaşma sağlanması, eşlerin davranış repertuarlarını genişletilmesi ve esnetilmesi, rahat tartışma ortamının sağlanması, düşünce okunması çalışması, güven kaybının giderilmesi, eşlerin rolleri hakkında çok farklı ve gerçekçi olmayan beklentilerinin giderilmesi, güç çatışmalarının giderilmesi, davranış değişiklikleri ve bu değişiklikleri sağlamak için birbirlerine karşı kullanacakları ödül ve cezaları belirleme konusunda anlaşmaya varma, eşlerin kendi çatışmalarıyla daha etkin bir biçimde başa çıkmaya çalışmaları üzerinde yoğunlaşmaları, anlaşamasalar bile uzlaşabileceklerinin öğretilmesi, eşlerin birbirlerinin gereksinimlerine karşı anlayış ve duyarlılık geliştirmeleri, cinsel iletişimin sağlanması, cinsel kılavuz düşüncenin geliştirilmesi, çiftin mevcut sorunu, eşlerden birinden kaynaklanan sorun olarak görmek yerine, eşler arasındaki ilişkiden kaynaklanan sorun olarak görmelerinin sağlanması, yanlış yorumlanan davranışların düzeltilmesi, eşlerin tek tek değil bir sistem olarak ele alınması vb. yardımcı teknikler kullanılmaktadır.
Son tahlilde; evlilik yaşamında çok çeşitli sorunlar karşımıza çıkabilir. Önemli olan tüm sorunları sevgi, saygı, karşılıklı anlayış, iyi niyet ve iletişim ile çözmenin yollarını aramaktır.
YAZININ DEVAMI İÇİN "Erken Boşalma'nın Üstesinden Gelmek" adlı kitabı alınız...