Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) olarak, eşcinselliğin biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan bir cinsel yönelim olduğuna inanıyoruz. Uluslararası örgütlerce heteroseksüellik gibi sağlıklı bir durum olarak kabul edilen eşcinsellik; her şeyden önce bir cinsel yönelim farklılığıdır.Çünkü "anatomik cinsiyet", doğuştan belirlenir. "Cinsel kimlik", erken çocukluk yaşlarında gelişir. Ergenlik döneminde "cinsel yönelim" ortaya çıkar. Bu temel yapı üzerinde kişinin istemli bir seçim şansı söz konusu değildir. Ancak bu yapının üzerine, cinsel bilgi ve deneyimlerle, ailesel, toplumsal, dini ve ahlaki kişisel değer yargıları eklenir. "Cinsel davranışlar" dış dünyadaki olanaklara göre belirlenir vezamanla bir"cinsel eş seçimi"yapılır.Cinsel yönelim kişilerin seçimleriyle ile oluşan bir durum değildir. Bu nedenle eşcinsellik bir seçim veya tercih değildir ancak "eşcinsel bir yaşam sürmek" kişinin kendi seçimdir, tercihidir.
"302.9 Başka Türlü Adlandırılamayan Cinsel Bozukluk" başlığı altında, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders - DSM-IV)’de, "eşcinsel yöneliminden rahatsız olanlar" için üstü kapalı olarak bir "bozukluk" tanımlaması yapılmıştır. Bu kategori herhangi özgül bir cinsel bozukluk için tanı ölçütlerini karşılamayan, ne bir cinsel işlev bozukluğu, ne de bir parafili (cinsel sapkınlık) olmayan cinsel bir bozukluğu kodlamak içindir. Örnekleri arasında "cinsel yönelimi hakkında sürekli ve belirgin bir sıkıntı duyma" şeklinde bir başlık bulunmaktadır. Ayrıca bir başka uluslararası tanı sistemi olan ICD–10 (International Classification of Diseases)’da eşcinsellik; F66 kodu ile “cinsel gelişim ve oryantasyon bağlantılı psikolojik ve davranışsal bozukluklar” adı altında ele alınmıştır ve burada “sadece cinsel yönelim bir bozukluk olarak kabul edilmemelidir” ibaresi vardır. Homoseksüalite, heteroseksüalite ya da biseksüalite cinsel gelişme ve yönelimdeki kişi için sorunlu olabilecek farklılıkları belirtmek için kullanılmıştır. Ancak cinsel olgunlaşma bozukluğu, benliğe yabancı cinsel yönelim ve cinsel ilişki bozukluğu gibi durumların eşcinselliğe eşlik etmesi için, kişinin eşcinselliği ya da eşcinsel ilişkiyi yaşamayı bir sorun haline getirmesi gerekmektedir. F66.1 kodu “egodistonik” cinsel yönelimi tanımlamak için kullanılmıştır. Yani ICD-10’na bakıldığında eşcinsel yönelimin kişi için bazen ruhsal bir sorun haline gelebileceği görülecektir. Bu nedenlerle CİSED olarak, cinsel yönelimi hakkında sürekli ve belirgin bir sıkıntı duyan ve bu tür bir bozukluğu olan, inançlarıyla cinsel yönelimi arasında sıkışan, terapi arayışında bulunan, terapi alamayacaksa intihar etmeyi düşünen kişilere psikoterapi alma imkanının sunulması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü “terapi alma ve tedavi olma hakkı”evrensel bir insan hakları, özgürlük ve demokrasi meselesidir. Elbette eşcinsel yönelim içinde olan kişiler aynen heteroseksüeller gibi genel veya cinsel iletişime ilişkin sorunlar yaşayabilir ve bu sorunlar nedeniyle profesyonel yardım alabilirler. Ancak kimse tedaviye ve değişime zorlanamaz.
CİSED uluslararası bir dernektir ve başta Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association - APA), Amerikan Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association), Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization - WHO), Dünya Cinsel Sağlık Birliği (World Association for Sexual Health - WAS), Avrupa Seksoloji Federasyonu (European Federation of Sexology), Uluslararası Aile Terapileri Örgütü (IFTA - International Family Therapy Association) ve Almanya Sosyal Bilimsel Seks Araştırmaları Derneği (Gerrman Societyfor Social Scientific Sexuality Research) olmak üzere tüm uluslararası kuruluşların eşcinsellikle ilgili görüşlerine katılmakta ve destek olmaktadır.
Eşcinsellikle ilgili yanlış inanışların yani cinsel mitlerin sık olması, bu konu hakkındaki bilgisizliğin bir göstergesidir. İnsanların cinsiyetleri, cinsel kimlikleri ve cinsel yönelimleri yaşamın başka alanlarındaki işlevlerini doğrudan çok fazla etkilememelidir. Kadın ya da erkek herkes, heteroseksüel, biseksüel ya da eşcinsel olsun, aynı biçimde kendine münhasır bir insandır. Kişilerin cinsel tercihleri ve cinsel davranışları, yalnızca kendilerini ve cinsel eşlerini ilgilendiren çok özel bir yaşam alanıdır ve böyle kalmalıdır, topluma dayatılamamalıdır. Özel yaşam, karışılamaz ve baskı uygulanamaz bir insanlık hakkıdır. Bununla birlikte bir çok toplumda eşcinsellik ile ilgili olumsuz yargılar ve yanlış cinsel inanışlar bulunmaktadır. Olumsuz yargılar toplumda ötekileştirme aracı olarak kullanılmakta, çok yanlış bir şekilde eşcinsel bireyler cinsel yönelimleri nedeniyle ayrımcılığa ve şiddete uğramaktadırlar. CİSED, dün olduğu gibi bugün de eşcinsellere uygulanan ayrımcılığın ve şiddetin karşısındadır.
Demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesi ile eşcinsel bireyler çeşitli haklara kavuşmuşlardır. Ancak halen bir çok ülkede eşcinsellik gayri ahlaki bir yönelim olarak kabul edilmekte, eşcinseller ağır sosyal ve hukuki baskılara maruz kalmaktadırlar. Cinsel tercihlerini toplum normlarında yaşayan eşcinsellerin dışlanmaları, şiddete maruz kalmaları ve yalnızlığa mahkûm edilmeleri yanlış bir davranıştır. Şiddet her ne sebeple olursa olsun kabul edilemez bir insanlık ayıbıdır. Asıl olan, insanın insana onurunu koruyacak şekilde davranmasıdır. Bu açıdan eşcinsellerin yaşadığı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele, insan hakları ve demokrasinin gelişimi açısından özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle CİSED olarak, eşcinsellik ile ilgili şiddet içeren yanlış uygulamaların, toplumda oluşan olumsuz değer yargılarının, yanlış ve yanlı bilgi kirliliğinin, insan hakları ihlallerinin ve ayrımcılığın karşısındayız.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail KISA
CİSED Genel Başkanı